Kafamda Bir Tuhaflık İsimli Romanda ‘Tuhaf’ Sözcüğü Üzerine Anlambilimsel Bir İnceleme

Author:

Year-Number: 2019-7.2
Yayımlanma Tarihi: 2019-06-28 19:12:25.0
Language : No
Konu : null
Number of pages: 402-418
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Orhan Pamuk’un üstkurmaca tekniğiyle yazmış olduğu Kafamda Bir Tuhaflık isimli postmodern romanında en ilgi çekici yanı metnin oluşumunun metnin konusunu oluşturmuş olmasıdır. Roman anlatı yerlemleri ve özellikle bakış açısıyla fantastik olanla mizahı, polisiye olanla sıradanı büyük bir yetkinlikle birleştirerek özgünlüğünü ortaya koyar. Romanda okur, Beyşehir’den İstanbul’a göç eden bir boza satıcısının 1969 yılından 2012 yılına kadarki kırk üç yıllık yaşam öyküsünün izlerini sürerken, onun yaşadığı ilginç ya da sıradan olaylar çevreninde İstanbul’un değişimine de tanıklık eder. Romanın sıradan başkişisi Mevlut Karataş’ı sıradışı kılansa kafasındaki tuhaflığıdır. Romantik İngiliz şair William Wordsworth’un ismini verdiği roman bu metinlerarasılık niteliği ile bütüncül yapısının her noktasına nüfus etmiş olan tuhaf olana iye kalır. Mevlut’un yaşadığı her olayda ve durumda kafasındaki tuhaflığı sorguladığı ve bir anlamda felsefe yaptığı tuhaf ve tuhaflık olgusu roman kurgusunda birincil öneme sahip olup, onu tümüyle biçimlendiren bir işlev üstlenir. Bu açıdan romanda tuhaf sözcüğünün üstlendiği gerek anlambilimsel gerekse sözcükbilimsel düzeyde yapılacak olan bir incelemede bu sözcüğün romana ismini vermekten çok daha öte anlamlar üstlendiği görülecektir.

Keywords

Abstract

The most striking aspect of the post-modern novel, which Orhan Pamuk wrote based on the metafiction technique, is that the process constitutes the plot. The novel keeps its originality, combining the humorous and the fantastic one, and the thriller and the ordinary one. The reader witnesses the life story, from 1969 to 2012, of a boza seller, who has immigrated to Istanbul, along with the changes in Istanbul. What makes the main character Mevlut Karataş extraordinary is the strangeness in his mind. The novel, the name of which was given by the romantic English poet William Wordsworth, has an aspect of intertextuality and the word ‘strange’ is integrated into every point of its whole structure. The notion ’strangeness’ that Mevlut questions in all his experiences has a primary significance. In this study, which will be carried out at both semantic and lexical level, it will be noticed that the word ‘strange’ has carries other meanings beyond placing in the name of the novel.

Keywords