Kendi Ninnisini Dillendiren Bir Hanım Şair: Gülperî Hanım

Author:

Year-Number: 2020-8.1
Yayımlanma Tarihi: null
Language : Türkçe
Konu : Klasik Türk edebiyatı
Number of pages: 124-134
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Edebiyatın tarihsel geçmişi içerisinde, sözlü edebiyat ürünleri arasında yer almış olan ninni, kadının analık vasfının eğiticilik yö-nüyle değer kazandığı ve kendi mısraları ile tınısının üreticilik özelliğiyle ön plana çıktığı önemli bir kazanımdır. Türkçenin ilk sözlüğü olarak bilinen Divânü Lugâti’t-Türk’te “balu balu” şeklinde geçen ninni Arapça’da “tehvide”, Farsça’da ise, “lâlâ” keli-meleriyle karşılanmaktadır. Halk edebiyatı ile Divan Edebiyatı’nın müştereklerinden biri olarak kabul edilen ninniler içerdikleri edebi sanatlar ve lirik söyleyişlerle de dikkat çekmektedir. Divan Edebiyatı’nda görülen en eski örneklerden biri Şeyh Galip’in Hüsn ü Aşk adlı eserindeki bölümdür. Divan Edebiyatı’nda görülen bir diğer ninni örneği de Şeref Hanım’a aittir. Şeref Hanım Divanı’nda bulunan ve murabba şeklinde yazılmış olan bu iki ayrı ninni 20 ve 12 bentten oluşmaktadır. Çalışmamıza konu olan ve Gülperi Hanım tarafından yazılan ninni ise, bahsi geçen ninnilerden farklı özellik taşımaktadır. Bu ninni örneğinde şair bir başkasına değil, kendisine ninni söylemektedir. Bu ilginç durumun sebebini belirlemek üzere Gülperi Hanım’ın hayat hikayesine bakmakta yarar vardır. Gülperi Hanım’ın isminin ilk olarak geçtiği kaynakta, onun Çerkez asıllı bir cariye olduğu ve Mısır valilerinden İbrahim Paşa’nın hanımı Hoşyar Hanım’ın sarayında bulunduğu belirtilmektedir. Cariye olarak saraya geçiş hikayesinden önce, kendisinin anne sütü emen bir bebek oluşu ve yuvasından ayrılışını, şiir yoluyla anlatan Gülperi Hanım, dizeleriyle annesi ve ailesinden ayrılışının kendisini nasıl üzdüğünü belirtmektedir. Ailesinden koparıldıktan sonra dönemin bir gerçeği olan köle pazarında satılan Gülperi Hanım, kendisinin bir cariye olarak alınışını yine dizeleriyle ifade etmektedir. Özellikle XIX. yüzyıl ortaları ile XX. yüzyıl başlarında Mısır’da klasik edebiyat alanında önemli kadın şairler yetişmiştir. Klasik edebiyatın ülkedeki kadın temsilcilerinden olan Gülperi Hanım’ın şiirleri ve hayat tarzı da dikkat çekicidir. Bu çalışmada kendi ninnisini söyleyen bir şair olarak kısaca Gülperi Hanım tanıtılarak klasik edebiyatta Şeyh Galib’de de örneğine rastlanan ninnisi üzerinde durulacaktır.

Keywords

Abstract

Appearing among in the products of oral literature throughout literature’s historical development, Ninni is an important acquisi-tion, gaining value by the educative aspect of woman’s motherhood qualification and standing out with the property of its lines’ and tone’s productivity. Folk Literature and Divan Literature, draw attention with their literary arts and lyric recitations. One of the oldest examples seen in Divan Literature is a chapter in Sheikh Galip’s work named “Hüsn ü Aşk”. Another example of ninni in Divan Literature belongs to Şeref Hanım. These two seperate ninnis that are included in Şeref Hanım’s Divan and written in the form of murabba (quadrate) consist of 20 and 12 bents (cantos). The ninni that was written by Gülperi Hanım and is subject to our work holds a difference from the other mentioned ninnis. In this example of ninni, the poet recites the ninni not to another person but to oneself. It is beneficial to look at Gülperi Hanım’s life story in order to determine the reason of this strange situation. In the first resource that includes Gülperi Hanım’s name, it is stated that Gülperi was an odalisque with a Circassian origin and again it is stated that she lived in the palace of Egypt’s governor Ibrahim Pasha’s wife Hoşyar Hanım. After being detached from her family, Gülperi Hanım who was sold at the slave bazaar which was a fact of the period, once again expresses her being taken as an oda-lisque with her lines of poetry. Being one of the female representatives of Classical Literature in the country, Gülperi Hanım’s poems and life style are also remarkable. In this work, as a poet that tells her own lullaby, Gülperi Hanım will be introduced brief-ly and her ninni that is also seen in Sheikh Galip’s works in Classical Literature will be emphasized.

Keywords