Halide Edip Adıvar’ın İlk Dönem Romanlarında Muhafazakâr Kadınlar

Author:

Year-Number: 2019-7.4
Yayımlanma Tarihi: null
Language : Türkçe
Konu : TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
Number of pages: 127-148
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Değişim süreçlerinde ortaya çıkan bir kavram olarak muhafazakârlık, değişime radikal bir karşı çıkıştan ziyade belli başlı ilkelerle uyum sağlamayı esas alan bir düşünce üslubudur. Modernleşmeyi kendi tecrübelerinin ötesinde taklit yoluyla hayata geçiren Batı dışı toplumlar, kendi geleneksel değerleriyle Batı’dan aktarılan yenilikler arasındaki çatışmaları muhafazakâr bir yaklaşımla sentezlemeye çabalar. Türk modernleşmesinin de böyle bir tavırla başlayıp bugünlere uzandığını söylemek mümkündür. 1884 doğumlu Halide Edip Adıvar, Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine geçiş sürecindeki en büyük kırılmalara şahit olmuş bir kadın aydın olarak siyasi ve sosyal anlamda hızla Batılılaşan Türk toplumunun çatışmalarına hemen her sahada çözüm üretmeye çalışmıştır. Yetişme koşulları itibariyle muhafazakâr bir kimlik kazanan Halide Edip, kadın algısının değiştiği dönemde yazı hayatına başlamış ve modernleşmeyi bilhassa kadının dönüşümüne dair bir mesele olarak yorumlamıştır. O, modernleşmeyle birlikte kadının bireyleşmesi, sosyal/siyasal hayata katılımı gibi meseleleri gündeme getirmiş, diğer taraftan yenileşen kadının aynı zamanda aile içindeki geleneksel rollerini muhafaza etmesi gerektiği görüşüyle ideal bir Doğu-Batı sentezi kurmayı amaçlamıştır. İlk dönem romanlarının kadın karakterlerini bu çizgide kurgulayan Halide Edip, modernleşmeyle değişen kadın algısına yön vermeye çalışmıştır. Bu çalışmada Halide Edip’in kadın merkezinde gelişen Raik’in Annesi, Seviyye Talip, Handan ve Yeni Turan adlı romanlarındaki kadın karakterler dikkate alınarak Batılılaşma sonrası değişen kadının ne ölçüde bireyleşebildiği, bu sürecin gelenekle hangi noktalarda çatıştığı tartışılacak ve yazarın alternatif olarak idealize ettiği kadınların muhafazakâr düşünceyle ilişkisi değerlendirilecektir.

Keywords

Abstract

As a concept emerging in the processes of change, conservatism is a way of thinking that is based on accommodating to certain principles rather than a radical opposition to change. Non-Western societies that implement modernization through imitation beyond their own experiences struggle to synthesize the conflicts between their traditional values and innovations transmitted from the West with a conservative approach. It is possible to argue that Turkish modernization starts with such an attitude and extends to today. As a female intellectual who witnessed the greatest breaks throughout the transition from Ottoman Empire to Turkish Republic, Halide Edip Adıvar who was born in 1884 struggled to find a solution in every field to the conflicts of Turkish society that was then in the process of rapid westernization socially and politically. Halide Edip, who gained a conservative identity in terms of upbringing, began writing in the period when the perception of women changed and interpreted modernization as an issue especially regarding the transformation of women. While she brought up issues such as individualization of women and their participation in social / political life with modernization, on the other hand, she aimed to establish an ideal East-West synthesis with the view that the renewed woman should also maintain her traditional roles in the family. Halide Edip, who fictionalized the female characters of the early novels in this line, tried to shape the perception of women that changed with modernization. In this study, by considering the women characters in the novels named Raik’in Annesi, Seviyye Talip, Handan and Yeni Turan which developed in Halide Edip's women-centric stand, the relationship between conservative thinking and the idealized women of the author will be evaluated and it will be discussed that to what extent the changing woman after the westernization can be individualized at what points this process is in the conflict with the tradition.

Keywords